EBRU SANATININ TARİHÇESİ

Türk Geleneksel Ebru Sanatına hoş geldiniz!

 

“Ebru” Nedir?

Türkiye’de sanatçılar arasında “ebru” sözcüğünün kökenine dair tam bir uzlaşma yoktur. Ancak ebru sanatının çıkışının Orta Asya kültüründen olduğu düşüncesi genel kabul görmektedir. Birçoğuna göre “ebru” sözcüğü Farsça abru (su yüzü) ya da ebri(bulutumsu) anlamında gelmektedir. Başkalarına göre ise, Çağatayca’daki renkli kağıt anlamına gelen “ebre” kelimesi daha doğru bir açıklamadır.

Dünyanın çeşitli ülkelerinde ebru sanatına ilişkin farklı çalışmaları görmek mümkündür. Japonya’dan Fransa’ya dek ebru sanatı tarih boyunca farklı amaçlarla geliştirilmiştir.Ülkemizde ebru sanatı, “kitap sanatı” branşlarından birisi olarak değerlendirilmektedir. Ülkemizde ve dünyada ebrunun yaygın olarak ciltçilik alanında sıklıkla kullanılmış olduğunu görüyoruz. Gerek cilt içi kapak sayfalarında, gerekse sayfa kenarlarının renklendirilmesinde ebru kullanılmaktadır.

Kitap kenarlarının ebrulanması çalışması Ebru, metal ve kumaş objelerin renklendirilmesinde de kullanılmaktadır.

İpek Üzerine Ebrulama Çalışmaları

ebru-ipek-boyama

Ebrulu Kumaşlar Ve Metal Objeler

ebrulu-kumaslar-ve-metal-objeler

Ebru Seramik Çalışmaları

Doğu kültürlerinde “kitap sanatları” olarak adlandırdığımız birçok branş arasında ebru da yer alır. Bunun yanı sıra hüsnü hat, tezhip, minyatür, katı’, ciltçilik gibi diğer sanat dalları da bulunmaktadır. Osmanlı döneminde kitap sanatlarının sayısının otuzu aştığı bilinmektedir; ancak günümüze çok azı ulaşabilmiştir.

Türk Ebru Sanatının Tarihsel Başlangıcı

Osmanlılarda ebru sanatının başlangıcına dair kesin bir bilgi yok. Kağıdın var olduğu ve kullanıldığı Çin-Orta Asya coğrafyasından batıya doğru geldiği ve Osmanlı döneminde, usta-çırak ilişkisi çerçevesinde zanaatkarlık bağlamında saraya bağlı nakışhanede ve atölyelerde üretildiği bilinmektedir. Ancak tüm kitap sanatlarında da olduğu gibi, ebru çalışmalarına imza atma geleneği olmadığından ilk eserlerin ne zamana ait olduğu kesin olarak bilinmemektedir. İlk aşamalarda, ebru çalışmaları ciltçiliğe ek olarak düşünülmüş bir zanaat kolu olarak değerlendirilmiş.

Sanat değerleri ve tarihsel açılardan bakıldığında, ilk bilinen ebru çalışmaları şu anda Topkapı Sarayı ile İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde bulunmaktadır. Sanatsal nitelikteki ebru çalışmaları, ilk olarak 16. yüzyılda önemli hattatların ünlü şiir kıtalarını üzerine yazdıkları ya da çerçeve olarak sunuldukları metinlerde görülmektedir.

guyi-cefgan
Guy-i cevgan – Arifi’nin yazdığı kıtalar – 1539 – ebrusu imzasız. (Topkapı Sarayı koleksiyonundan)

maliki-deylemim
Maliki Deylemi’nin şiir kıtası – 1554 tarihli.

 resim10

Mecmuatül Acayib’ten sayfalar – 16. Yy
fuzuli-mutluluk-bahcesi-siiri
Fuzuli’nin “Mutluluk Bahçesi” şiiri – ilk imzalı ebru çalışması / 1595 tarihli

 

 Ebru yapım tekniklerine ilişkin ilk kılavuz kitap çalışması “Tertib-i Risale-i Ebri”

resim13
 
Ebru yapım tekniklerine ilişkin ilk kılavuz kitap çalışması “Tertib-i Risale-i Ebri”, 1608 yılında İstanbul’da yazılmış. Bu kitapta ebru tekniklerinin tüm detayları açıkça verilmiş; bu önemli yapıttan ebrunun o dönemde bir sanat dalı olarak ne kadar önem kazandığını anlıyoruz. Bu kitapta Şebek Mehmet Efendi’nin çalışmalarına çok referanslar yapılmaktadır.
 
resim14 

Dünyadaki Ebru Çalışmaları

Ebru sanatı, sadece Türkiye’ye mahsus bir sanat dalı değildir; Japonya’da ve Avrupa’nın birçok ülkesinde de tarih boyunca gelişmiştir. Avrupa’da ebrunun özellikle ciltçilik sanatının bir parçası olarak geliştiğine tanık oluyoruz.

 

Japonya’da Suminagaşi 

Suminagaşi sözcüğü, Japoncada “yüzen mürekkep” anlamına gelmektedir ve 12. yüzyıldan beri özel bir sanat dalı olarak mevcuttur. Daha çok sanat ağırlıklı metinler için kullanılan ebrulu kağıtlar, saraya yakın atölyelerde üretilmekteydi. Türk ebru sanatından hem teknik hem de materyal açılardan farklı olan suminagaşi toprak bazlı boyalarla değil, mürekkepler ve farklı boyalarla yapılmaktadır. Renklere belirli bir dalgalanma sağlamak için yelpazeler ya da üfleme teknikleri kullanılmaktadır.

resim15

 Avrupa’da Ebru Sanatı

Ciltçilik alanında kullanılan ebrulu kağıt geleneği, 16. yüzyılda Osmanlılardan Avrupa’ya geçmiştir. Önemli koleksiyonların birçoğu Kopenhag ve Almanya’da bulunmaktadır. 17. yüzyıl başlarında ebrulu kağıda Avrupa yayıncılar tarafından “Türk kağıdı” adı verilmiştir. Avrupa’daki ilk ebru sanatçıları daha çok Aydınlanma çağı Fransa’sında ortaya çıkmış, çünkü doğulu ülkelerle epey iletişim söz konusuydu. 18. yüzyıldan itibaren ebru, Fransa ve Almanya’da endüstri dalı oluyor; yayıncılık ve dekorasyon alanlarına çok yaygın olmuştur. 19. yüzyılın sonlarında ebru sanayi dalı olmanın yanı sıra sanatsal açılardan, özellikle modern akımlar ve Art nouveau -Jugenstil’de de kullanılmaya başlamıştır.

 

Diderot’nun Ansiklopedi çalışmasında ebru atölyesi tasviri

resim21resim19resim18

 

Türk Ebru Sanatı

Türk ebru sanatının Osmanlı döneminden bilinen en eski sanatkârı Şebek Mehmet Efendi’dir (?-1608). Şebek Mehmet Efendi’nin ebru çalışmaları, 1595 tarihli Fuzuli’nin üç şiirine ait hat çalışmalarında zemin olarak kullanılmış.

İkinci bilinen en önemli isim, Hatip Mehmet Efendi’dir (?-1773). Aynı zamanda Ayasofya Camii’nin ünlü hattatı olan Mehmet Efendi, ebru sanatında ilk teknik motifleri ortaya çıkaran kişi olarak bilinmektedir. Ulama desen olarak ebrulu bir zemine motiflerin işlenmesine “hatip ebrusu” denmesi ondan sonra oluşan bir gelenektir. Çalışmalarında çok güçlü renkleriyle dikkatleri çekmekteydi.resim24

Osmanlı dönemi ebru sanatının bilinen bir başka ismi ise, İbrahim Ethem Efendi’nin babası ve Özbekler Tekkesi’nin şeyhi olan Şeyh Sadık’tır (?-1846). Kendisi birçok kereler Özbekistan’a yolculuk etmiş ve oralardan ebru sanatının farklı yönlerini Türkiye’ye getirmiştir.

Onun oğlu olan Hezarfen Şeyh İbrahim Ethem Efendi (1829-1904) ise, babasının yolundan giderek hem “Özbekler Tekkesi” şeyhi olmuş, hem de ebruya Buhara’dan öğrendiklerini katmıştır. Hem şair hem de hattat olan İbrahim Ethem Efendi Osmanlı’nın son döneminin önde gelen ebrucularının en önemlisi olarak sayılır. Tekkesine gelir sağlayabilmek için ciltçilik amacıyla ebrulu kağıtlar ürettiği bilinmektedir.Siyasal olarak Osmanlı sarayına yakın durmuş ve ebruları yüksek makamlarca takdir edilmiştir. Hezarfen sıfatı, kendisine çok yönlü kişiliği nedeniyle atfedilmiştir.

resim26

Üsküdar Sultantepe’deki Özbekler Tekkesi

Modern Türk ebrusunun yaratıcısı, Necmettin Okyay’dır (1883-1976). İbrahim Ethem Efendi’nin öğrencisi olmuş ve Üsküdar’da cami imamı olarak çalışmıştır. Birçok alana ilgisi olmuş ve hat ve ciltçilik alanlarında eserler vermiştir ve özellikle de botanik çalışmaları ve gül konusundaki uzmanlığıyla tanınmaktadır.

Okyay’ın Oğulları Sacit Ve Sami   Okyay’ın Ebru Çalışmaları

Cumhuriyet döneminin bir başka önemli ebru sanatçısı, Mustafa Düzgünman’dır (1920-1990). Necmettin Okyay’ın hem akrabası hem öğrencisi olan Düzgünman, Türkiye’de ebrunun popülerleşmesini sağlayan kişi olarak bilinmektedir. Çok önemli bir cilt ustası olmanın yanı sıra ebruda yeni çiçek tasarımları da geliştirmiştir. Çiçek tasarımlarına en son modern şeklini vermiştir.Düzgünman, elliden fazla kişisel sergi açmış ve birçok öğrenci yetiştirmiştir. Mûsikî çalışmaları yanı sıra şairliğiyle de tanınmaktadır. Ebru üzerine halk diliyle yazdığı şiiri de ünlüdür.Günümüzde Mustafa Düzgünman’ı takip eden ve ebru sanatının gelişmesine katkıda bulunan birçok sanatçımız bulunmaktadır; başta Fuat Başar olmak üzere, Hikmet Barutçugil, Yılmaz Eneş, Alpaslan Babaoğlu, Sadrettin Özçimi gibi önemli ebru sanatçılarımız gerek verdikleri eğitimlerle, gerekse yaptıkları özgün ve gelenekselci çalışmalarıyla ebru sanatının Türk toplumunda bugünkü hak ettiği yeri almasına katkıda bulunmuşlardır.

resim41resim42resim46